Bilgileri ve donanımı diğerlerine göre daha fazla olsa dahi kullanacak alan, yer, ortam bulamamış kimseler tecrübesiz,
Bilgi ve becerilerini deneme ortamı yakalamış, kullanmak için bir alan, bir yer, bir ortam bulmuş kimseler de tecrübeli diye nitelendiriliyor.
Önce Akdeniz Üniversitesi Turizm Fakültesi ve Meslek Yüksekokullarının uyum derslerine katıldığım dönemde ve sonra da Rize’den Nevşehir’e, Eskişehir’e, Bolu’ya kadar birçok okul ziyaretimiz sırasında öğrenci buluşmalarımızda ilk soru bu tecrübe konusuydu. Belki de yanıt veremediğimiz, dolanarak anlatmaya çalıştığımız soru buydu.
Şimdi bir akademide, Milli Eğitim sertifikalı İnsan Kaynakları kursu veriyorum. Kursiyerlerimizin büyük bir çoğunluğu Çalışma Ekonomisi bölümünden mezun öğrenciler. Kendilerine neden geliyorsunuz, okulunuzda bu dersleri alıyorsunuz diye sorduğumda aldığım yanıt düşündürücü, bir şey öğrenemiyoruz. Pratikle okul dersleri çok farklı.
Ve maalesef şu ana kadar kurs alan arkadaşlarımızın sıkıntısı da tecrübeli eleman arıyorlar, bize şans verilmezse biz tecrübeyi nasıl kazanacağız durumu.
Verdiğim tek yanıt, çok haklısınız. Ancak bunu değiştirmek sizin elinizde. Yarın yönetici olduğunuzda siz bunu değiştirin. Elimde sihirli değnek yok maalesef. Ben iş hayatımda İnsan Kaynakları Yöneticiliğim boyunca hep sıfırdan elemanlarla çalıştım. Ve şu anda gururla söyleyebilirim ki, sıfırdan alıp çalıştığım ve yetişmeleri için elimden geleni yaptığım, hala da diyaloğumu kesmediğim bir sürü İnsan Kaynakları Yöneticisi arkadaşım, evladım var.
Tecrübeli tecrübesini kazanmak için, tecrübeli-tecrübesiz ayırımı yapmayan, tecrübe kazanmaları için şans verilmeleri gereğine inananlar sayesinde tecrübe kazanırken, tam tersini düşünenlerin dirençleri ile karşılaşanlar da maalesef o şansı yakalayamamışlardır.
Üniversiteli, meslek liseli kişiler, okullar bittikten sonra iş hayatına atılmak istediklerinde, eğer iş sahipleri, iş sahiplerinin yöneticileri şans vermezse nasıl tecrübeli olacaklar.
Başkalarının şans vererek tecrübe sahibi yaptıkları kişilere sahip olmak işin kolay yanı. Buna hazıra konmak denir.
Sadece eğitimliler değil, mesleksiz kişileri meslek edindirmek için de her işverenin desteği olmak zorunda.
Burada da İnsan Kaynakları yöneticilerine çok iş düşüyor. Tecrübeli eleman istiyorum diyen diğer bölümlerin yöneticilerine, bir dakika, tecrübeli olmayı sen sağlayacaksın demek İnsan Kaynakları yöneticilerin görevi olmalı.
Sistem kurulurken buna göre kurulmalı. Örneğin denebilir ki, her tecrübeli en az bir tecrübeli yaratacak.
Sizler şans vermezseniz biz nasıl kazanırız diye düşünmek, okullu insanlarımızın daha okul sıralarında sorunları olmamalı.
Herkes elini taşın altına koymak zorunda. Bunun için yasalar çıkarılmasına, her işletme % bilmem kaç tecrübesiz eleman bulundurmak zorunda diye bir yasa maddesi eklenmesine gerek olmamalı.
Çoğu işletme yöneticisi bırakın tecrübesiz eleman almayı, eğitim verdikleri elemanları bile uzun süre kendilerinde çalışacaklarına dair borçlandırıyor. Gidersen eğitim için harcadığım parayı geri alırım diye boş senetler imzalatıyor.
Hiç de dürüst uygulamalar değil. Düşünün ki siz de işe aldığınız elemanları başkaları eğitmiş olabiliyor. Eğitim vereyim sonra benden gitsin düşüncesi bir korkaklık, ya da kendini aptal gibi hissetmeye neden olmamalı. Bunun yerine, ben yetiştirdim, başkaları da faydalansın, çünkü ben de başkalarının yetiştirdiklerinden yararlanıyorum diye düşünmek prensip olmalıdır.
Eleman aranıyor ilanlarında artık tecrübeli elemanlar şartını kullanmayı terk edelim.
Hatta bunun yanına yetiştirilmek üzere, şu bölümden mezun, istekli, geleceğini bizimle paylaşacak arkadaşlar arıyoruz diye eklemek ilanımızın can alıcı noktası olmalı.
Göreceksiniz, ne kadar başarılı gençlere sahip olacaksınız.
Ne demiş Filozof; “Tecrübe, hayatın sana kel kaldıktan sonra tarak vermesidir”.
Bülent Çapar
Comments